- BEBEĞİN BESLENMESİ KARARI
2004 yılı ölçümlerine göre, her yıl dünyada toplam 129 milyon bebek doğmaktadır.[1] Bu bebeklerin 119.6 milyonu emzirmenin bir norm olduğu ve annelerin bebek beslenmesinde başka herhangi bir alternatif düşünmediği ülkelerde doğmaktadır. Geri kalan 9,7 milyon bebeğin (yani% 7.5) annelerinin ise önemli bir karar vermesi gerekmektedir; çünkü, bu annelerin yaşadığı ülkelerde ve içinde bulundukları hayat koşulları çerçevesinde, bu annelere emzirmek dışında da sunulan bir takım alternatifler vardır.
Bu kararın konsepti, uygulanabilir bir seçim yapmak anlamına gelir. 20. Yüzyıla kadar emzirmek, bebeklerin büyük bir çoğunluğunun beslenmesinde önemli bir kaynak olmuştur. 20. yüzyılın ortalarına gelindiğinde ise, dünya nüfusunun büyük bir kesiminde, bebeklerin besin kaynağı olan insan sütü yerine yapay sütler gündeme gelmiştir.
Minchin[2] “İnsanlık tarihinin, en büyük kontrolsüz grubu” üzerinde yaptığı deneyde, gerçekleşen hızlı bir değişimin söz konusu olduğunu açıklamıştır.
Bunun ardından yapılan binlerce araştırmada ve hazırlanan makalelerde, “Yapay bebek sütü” ile beslenen bebeklerin büyüme, gelişme ve sağlıkları üzerinde ne ölçüde zararlı etkilerin söz konusu olduğu, ayrıntılı bir şekilde incelenmiş ve ortaya konmuştur. Bebeklerini bu yolla besleme kararı veren ailelerin, ülke sağlığı üzerine yüksek miktarlarda maddi zararının da söz konusu olması bu araştırmaların hem öneminin altını çizmiş hem de desteklenmelerinin yolunu açmıştır.
Anne sütü alamayan bebekler için inek sütü, keçi sütü, soya sütü, badem ve pirinç sütü başkaca süt kaynakları olarak türetilebilir. Bu kaynaklardan üretilen ürünlerin içinde bulunan ve/veya ilave edilen bileşenlerin değiştirilmesi ve asimile edilmesi yoluyla bebeğin yapısına uygun hale getirmek, son derece karmaşık bir süreçtir.
Bu ürünler, anne sütü ile beslenen çocukların optimum büyüme özellikleri ile karşılaştırıldığında, mama alan çocukların da buna uygun normal bir büyüme ve gelişim özellikleri gösterebilmesi için değiştirilir ve farklı tipte bir takım bileşenler ilave edilir; böylelikle, normal büyüme hızına uygun hale getirilmeye çalışılır.
Yapay bebek mamalarının kısa ve uzun vadeli etkileri dikkate alınmadan, özellikleri, Minchin (2007)[1] tarafından “Bebek Formül Mamaları: Perinatoloji Bakım Grubunda, Kontrolsüz Bir Deneme” başlığıyla tanıtıldı. Bu çalışmada Londra’nın ünlü Çocuk Sağlığı Enstitüsü’nde kıdemli bir öğretim üyesi bir Ebrahim şöyle bir açıklama yapmıştır:[2]
“Yapay beslenme çok sayıda riskleri beraberinde taşır. Yapay beslenen bebekler, anne sütü alan bebeklerden biyolojik olarak farklıdır. Kan değerleri, anksiyeteye neden olacak kadar yüksek seviyelerde bazı farklı amino asit modelleri taşır. Ayrıca, onların vücut yağ bileşimleri de farklıdır. Bunlar, diğer memeli türlerinin neonatal dönemde maruz kalmadığı çeşitten karbonhidratlarla beslenir (Yani, insanların dışındaki memeliler, kendi türleri dışındaki memelilerin sütlerini almaz). Yapay beslenen bebeklerin, yüksek plazma osmolitesi, üre ve elektrolit düzeyleri vardır. Onlar, immünolojik tepkimeye yabancı olan proteinlere büyük miktarda maruz kalırlar. Ayrıca, insan sütünde bulunan çeşitli bağışıklık faktörlerinden de yoksun kalırlar. Bütün bu faktörler, bilinen riskler ve bilinmeyen risklerin doğası doğrultusunda, her zaman bebeklerin emzirilmesi yönünde karar alınması gerekir”.
Üreticiler, araştırmacılar ve sağlık uzmanları modifiye sütleri tanıtırken değişik tanımlara başvurur:
- Bebek maması
- Yapay bebek sütü (ABM)
- Anne sütü yerine
- Yapay formül (AF)
- Toz bebek mamaları (PIF)
Bebek beslenmesi ile ilgili tüm bu sütlerin, üreticiler tarafından imal edilen ticari ürünler olduklarını ve insan türüne uygun formlar içermediklerini hatırlamak önemlidir.
[1] Minchin M. (2007) Infant Formula: A Mass, Uncontrolled Trial in Perinatal Care Birth 14(1):25-35
[2] Minchin M. (1998) Breastfeeding Matters (4th ed) Melbourne: ALMA Publications 30
Bu nedenle de, tarihsel süreçte neden ve nasıl bu karara gelindi, incelemek ve uygun yollarla müdahale etmek anneler ve bebeklerin sağlığı için, bizleri daha iyi bir sonuca götürmesi bakımından kritik öneme sahiptir.
Annelerin bebeklerini beslemek üzerine aldıkları karar, kamu kapsamında emzirme tanıtım kampanyaları ve emzirme destek programlarının oluşturulması, aksi yönde alınabilecek kararlara bir sınırlama getirilmesi ve karşılaşılan sorunların çözülmesi için uzmanların devreye girmesi ile her şeyden önce sağlık çalışanlarının üstlenmesi gereken önemli bir sorumluluktur.
Bu Karara Etki Eden Faktörler
Yapılan çalışmalar, annelerin bebeklerini nasıl besleyeceklerinin kararının 1/3 ila 1/2 kadında gebelik öncesi dönemde, kalan 2/3 ila ½ kadında ise gebelikleri sırasında verildiği düşünülmektedir. Doğumdan sonraki dönemde, oldukça küçük etkilerle, mesela bebeğin cinsiyeti ya da annenin yaşadığı bir sağlık durumu nedeniyle, buna göre karar verilmektedir.[3]
Hangi Faktörler Besleme Kararı ile İlişkili Olabilir?
Bu kararı etkileyen yaygın olarak görülen nedenler şöyle sıralanabilir:
- Etnik köken
- Eğitim
- Din
- Sosyal sınıf
- Medeni Hali
- Yaş
- Önceki sosyal durum
- Annenin kendi bebekliğinde beslenme durumu
- Bir önceki bebeğin beslenme deneyimi
Demografik veriler beslenme sonuçlarını tahmin etmek için kullanılabilir. Ancak bu konuda kampanyalar geliştirilirken bu oldukça zor olabilir; eğer mümkünse emzirme başlangıcını olumlu etkilemek amacıyla demografik varyasyonlar değiştirilebilir.
Bu konuda yapılan çalışmalarda psiko-sosyal değişkenler daha az araştırılmıştır. Besleme yöntemi kararında anne tutumları, sosyo-demografik faktörlerden daha etkili bir belirleyicidir.[4] Ayrıca, bir kadının doğum öncesindeki niyeti, standart demografik faktörlerin kombinasyonundan daha güçlü bir belirleyicidir.[5] Aynı zamanda, bu karara ilişkin baba tutumları da anne kararlarını son derece etkilemektedir.[6] [7] [8][9]
Farklı davranışsal faktörler, farklı kültürlerde veya hatta aynı kültür içinde farklı bölgelerde yaşayan kişiler için önem taşımaktadır. Bu nedenle de, genel bir nüfus verilerine göre ya da yerel bir bölgede yapılan bir çalışmalarda elde edilen bulguları tahmin etmek oldukça zordur.
Annenin kararları eşi ve annenin annesi tarafından etkilenmektedir. Ancak, şunu söylemek hiç zor değildir ki; babaların ve büyükannelerin tutumları, onların yakından yaşadıkları toplulukları yansıtmaktadır.
Buna göre de yapılan bir çalışmada annelerin şu yönde ciddi endişeleri olduğu tespit edilmiştir:
- Kamusal alanda emzirmek
- Emzirmek ve iş hayatı
- Sağlık uzmanlarının emzirme becerilerine katkısı ve yönetimi[10]
Emzirme Önündeki Engeller
Amerikan Pediatri Akademisi[11], “Emzirme ve anne sütü alınması” konusunda başlama ve sürdürme önünde bir takım engeller belirlemiştir:
Sağlık profesyonellerinin uygulamaları içinde dahil olan bu noktalar şunlardır:
- Emzirme konusunda yetersiz doğum öncesi eğitim
- Sağlık uzmanlarının rehberliğinde ve teşvik eksikliği
- Yıkıcı hastane politikaları ve uygulamaları
- Emzirmenin uygunsuz ve geçersiz nedenlerle kesilmesi
- Bazı toplumlarda annenin hastaneden erken taburcu edilmesi
- Ücretsiz ya da indirim yoluyla bebek formül sütünün hastane taburcu paketleri olarak veya kuponlar yoluyla dağıtımının ticari tanıtımının yapılması
- Annenin zamanında rutin takip ve doğum sonrası evde sağlık ziyaretleri eksikliği
- ANNE SÜTÜ MUHADİLLERİNİN PAZARLANMASIYLA İLGİLİ ULUSLARARASI YASANIN İHLALİ
Ülkemizde, Emzirme Danışmanları, Doğum Danışmanları ve Sağlık Profesyonelleri tarafından gebelerimize ve annelerimize yönelik, “Emzirme”, “Anne Sütü” ve “Emzirme Döneminde Beslenme” konu başlıklı, eğitimler düzenlenmekte ve/veya bireysel görüşmeler sırasında bir takım bilgiler verilmektedir.
Bu eğitimlere katılmak ve sağlık profesyonelleriyle yaptıkları görüşmeler sonucunda doğru bilgilere ulaşmak annelerimizin en doğal hakkı ve ihtiyacıdır. Ancak, bu eğitimlere ve görüşmelere katılmadan önce, eğitimleri veren kişiyi, eğitimin verildiği yeri ve bu eğitimlere SPONSOR olan firmanın/firmaların bir araştırılmasını öneririm.
Eğer annelerimizin aldığı bu “Gebe ve Emzirme Eğitimleri” ve/veya sağlık profesyonelleri ile yapılan görüşmeler:
- Bebek ihtiyaçlarına yönelik mağaza zincirlerinden birinde veriliyor ise;
- Düzenlenen bu eğitimlere veya sağlık profesyonelinin yaptığı çalışmalara (odalarında belli markaların reklam ürünlerini de görebilirsiniz!) SPONSOR olan firmalar: Biberon, Emzik, Mama, Sağma Pompası, Süt Arttırıcı Gıda markalarından biri ya da bu ürünleri ithal eden bir firma ise;
- Katıldığınız bu eğitimlerin ve görüşmelerin başında ve/veya sonunda size, tanıtım amaçlı eşantiyon olarak Biberon, Emzik, Mama, Sağma Pompası, Süt Arttırıcı Gıda dağıtılıyorsa;
LÜTFEN! BU EĞİTİMLERE VE KİŞİLERE DİKKATLİ YAKLAŞIN!!
NEDEN Mİ? Çünkü, ANNELERİ DESTEKLEMEK amacıyla düzenlenen ama aslında uzun vadede EMZİRME SÜRECİNİ OLUMSUZ etkileyebilecek bu bilgi ve davranışlar:
- Daha gebelik döneminde, annelerimizin emzirme becerilerini geliştirmeyi hedefler gibi görünüp, ancak, bu konuda son derece yanlış bilgiler verilebilir.
- Bu bilgi kirliliği, yakın ve uzun vadede annelerimizin emzirme becerileri köreltebilir ve EMZİRMEK YERİNE BEBEKLERİNİ BAŞKA YOLLARLA BESLEMELERİNİN tohumlarını ekebilirler.
- Annelerimizin, fizyolojik olarak son derece kolay üretebilecekleri sütlerine olan inancını ve özgüvenini zedeleyebilirler.
- Bu eğitimler ve görüşmeler, uzun vadeli olarak annelerimizin emzirememesini ve bunun yerine gerekli başkaca besleme alışverişleri yapmalarını hedefleyebilir.
ANNELERİMİZ EMZİRME BAŞARISI İÇİN NE YAPMALIDIR?
- Emzirme başarısının tek yolu emzirmektir.
- Sütünüzün artması için emzirmekten başka bir yol yoktur.
- Emzirme başlangıcı sırasında biberon ve emzik kullanmayın! Bebeğinizin emeceği en sağlıklı meme sizin memenizdir; onun zamanla gelişecek olan emme becerilerinde kafasının karışmasına neden olmayın.
- Bazı sağlık profesyonelleri ve uzmanlar tarafından size, “1 yıldan fazla emzirmeyin!” ya da “En fazla 2 yıl emzirin; daha uzun emzirmeyin!” ya da sütünüz bebeğinize yetiyorken (ayda 500-1000 gr kilo alımı ve günde 5-6 ıslak bez/her bez 1 yumurta ağırlığında olacak şekilde) “Mama takviyesi yapın!” deniyorsa, bu önerilere şüpheyle yaklaşın ve gerekli araştırmalar yapın (bu konular üzerine detaylı bilgiler bu websitede mevcuttur).
- Sadece EMZİRİN GİTSİN! Lütfen başka bir yol aramayın…
[1] World Vital Events (2004) US Census Bureau http://www.census.gov/cgi-bin/ipc/pcwe
[2] Minchin M. (1998) Breastfeeding Matters (4th ed) Melbourne: ALMA Publications 30
[3] Child and Adolescent Health and Development (CAH). (1998) Evidence for the ten steps to successful breastfeeding Geneva: World Health Organisation
[4] Dungy CI, Losch M, Russell D. (1994) Maternal attitudes as predictors of infant feeding decisions J Assoc Acad Minor Phys 5(4):159-64
[5] Donath SM, Amir LH, ALSPAC Study Team. (2003) Relationship between prenatal infant feeding intention and initiation and duration of breastfeeding: a cohort study Acta Paediatr 92(3):352-6
[6] Freed GL, Fraley JK. (1993) Effect of expectant mothers’ feeding plan on prediction of fathers’ attitudes regarding breast-feeding Am J Perinatol 10(4):300-3
[7] Rivera Alvarado I, Vázquez García V, Dávila Torres RR, et al. (2006) Exploratory study: breastfeeding knowledge, attitudes towards sexuality and breastfeeding, and disposition towards supporting breastfeeding in future Puerto Rican male parents. P R Health Sci J.25(4):337-41
[8] Susin LR, Giugliani ER. (2008) Inclusion of fathers in an intervention to promote breastfeeding: impact on breastfeeding rates. J Hum Lact. 24(4):386-92
[9] Clifford J, McIntyre E. (2008) Who supports breastfeeding? Breastfeed Rev. 16(2):9-19
[10] McIntyre E, Hiller J, Turnbull D. (2001) Attitudes towards infant feeding among adults in a low socioeconomic community: what social support is there for breastfeeding? Breastfeeding Review 9(1):13-24
[11] Gartner LM, Morton J, Lawrence RA, Naylor AJ, O’Hare D, Schanler RJ, Eidelman AI. (2005) Breastfeeding and the use of human milk Pediatrics 115(2):496-506 http://pediatrics.aappublications.org/cgi/content/full/115/2/496